MEVZUAT-I HAKİKAT-I İSLAMİYE 4
Kesretteki her unsur ve faaliyetin müsebbibi VAHDET’tir. Mutlak Şuur faaliyeti Kendinden ayrı olmayan Mutlak Keyfiyetinden, Mutlak Keyfiyetin Varlığında değişik alternatifler tarzında olur ki bu; kesrette değişik esma manalarından teraküp bulmuş çeşitli zerreler arasında belirli efaller halinde ortaya çıkar. Her zerrenin zerrelik keyfiyeti oranında beliren şuur bilinci, dar ve kısıtlı manada zerre olduğundan yana bir biliş sağlar (Tali Biliş). Halbuki zerre neyin zerresidir? Mutlak Varlığın ve Müteal Orijinallikte, Sınırsız Şuur Keyfiyetine sahip Mutlak Şuur Kendi Vücudundaki her zerrenin bilincinde olduğu için bunu Bilir ancak zerrelik keyfiyetinde dar şümullülüğe sahip zerrelik şuuru kendi aslı olan Mutlak Şuuru idrak edemediği için ben zerreyim der.
BÜTÜN ZERRELERDEN BEN OLDUĞUNUN BİLİNCİNİ YAŞAMAK, ancak Müteal orjinallikteki Sınırsız Şuur Keyfiyetine sahip Bir Şuurla mümkündür.
BİR BEN VAR BENDEN İÇERİ (Yunus Emre).
Bu değerli varlığın bu sözü söylediği anda Varlıktaki kesretlik benliği, usulen afakta (dışta) bulunanların anlayış düzeyine hitap için belirtilmiştir. Yoksa Varlıkta bu esnada ikileşim kalkmıştır. Varlık Vahdedi Bir Şuurun icaplarına göre yaşayışının gereği olarak bir söz söylüyor.
Birinci zikredilen BEN Mutlak BENLİKTİR. İkinci zikredilen ben vehimsel kaile alınışa dayanan değişken benliktir. Bu değişken benliğin değişme hız faktörü Nefs-i Emmare sahiplerinde çok yüksektir. Hatta bunlar bukalemun gibidirler, sürekli vehimelerine bağlı olarak kişilik değişitirirler. Mekana bağlılıkları çok yüksektir.
Mutlak Varlığın bünyesinde olan ve inkar haddine dahil bu hususiyetteki zerreleri, Tümel Vücud Bilişi’nden uzakta olarak faaliyet gösterseler de, gösterilen bu faaliyetler yine de Tümel Vücud’un Yaşamındandır ve bundan ayrı olamaz. BİR’in iki, ikinin de BİR olması nasıl oluyor? “BİR zaten an-ı daim olmak üzere hep Birdir”.
BİR BASİT VE GAYR-İ KABİLİ TAKSİM’DİR. Öyleyse BİR nasıl olur? Tehvid’de bu ikilik nedendir? Bu iki had neden vardır?
İkrar -> Kabul etme,
İnkar -> Kabul etmeme.
Neyi? TÜMEL VARLIĞI.
İnkarın varlığı, ikrarın gölgesidir. Bunun içindir ki iki haddin hakikati ve varlığı BİR’dir. TÜMEL YAŞAM: TÜMEL VÜCUD VARLIĞINCA TÜMEL ŞUURCA YAŞANIYOR. Tümel Vücudda bulunan her zerre Tümel Vücudu dahil olduğu had’ce inkar veya ikrar ediyor.
Mutlak Varlık yaşamı Müteal orjinallikteki şuur keyfiyeti olan Mutlak Şuurca yaşanılan SINIRSIZ TEK YAŞAMDIR.
Bütün zerrelerden BEN olduğu bilincini ve bu bilincin gereğini yaşayan İNSAN-I KAMİLDİR ve İnsan-ı Kamil, Müteal orjinallikteki şuur oluşunun bilincindedir.
Mutlak Varlık Vücudunda ben’im diyen her zerre inkar haddine dahil olarak bir gölge yaşamını (zilli yaşam) sürdürmektedir. Yani bu ne demek? Kendi vehimselliğine dayanan kayıtlanmış ve şartlanmışlıkla kendinin olmayan varlığına benim diyor ve aslı olan Tümel Vücuda olan bağlılığını inkar ediyor.
BÖYLE BİR VARLIK TEZAHÜRÜNE DİNİ TERMİNOLOJİDE ŞİRK ADI VERİLİYOR.
Tümel Vücuddaki her zerrenin zerrelik fonksiyonlarını Tümel Şuur düzeyinden gösterebilmesi; Tümel Şuura bağlı olarak belirli bir şuur tedricliği nispetince oluyor, ne zaman ki zerre zerrelik bilincinden belli bir şuur teşmilliyeti ile aslına inkilap ediyor; işte o zaman zerre, bağlı olduğu Tümel Şuurca Şuur Olduğunu biliyor ki, dini terminolojide buna VUSLAT deniliyor. Asl’e kavuşmanın ne olduğunu biliyor musunuz? Zaten var olan Asl’ın asli şuur mevcutluğu ile idrak edilmesidir. Hangi bir şey Asl’ın dışındadır? Hangi bir şey Asl’ın bünyesinin dışındadır? Görülen veya görülmeyen ne varsa hangi bir şeyi Tümel Vücuddan ayırabilirsin? Tümel Vücud tecezzi kabul etmez. Tümel Vücud Sonsuz-Sınırsız Tek’in kendinden ayrı olmayan tek varlığıdır ki, buna İslam Tasavvufunda VACİB’UL VÜCUD denir.
Ö.Cenap BAŞMAN
