Yazarımızın bu yeni kitabı, insan beyninin çok özel sırlarına ve insanın kendi yaşamıyla alakalı çok özel sırlara nasıl ulaşılabileceğini, kendi Tanrısallığını kendine nasıl kazandırabileceğini insanlığa anlatmaktadır.
Beynini en iyi şekilde kullanan insan dahi beyninin en fazla yüzde onluk dilimini devreye sokabilmişken, beyninin aktivitesini yükseltebilmek için daha neler yapabilir? Saf farkındalık nasıl ortaya çıkar? İnsan çok derinde kalan sırlarına vakıf olarak daha iyi kendini nasıl tanıyabilir? Satıhta görünenin ötesinde içsel olan tanrısal planında daha neler var? Düşündürücü sorular değil mi?
Pekala bir gün size birisi gelip “Biliyor musun insanın yaşamış olduğu ve yapmış olduğu her ne varsa, duyumları, duyguları, düşünceleri, arzuları, sevgi, kin, nefret, kıskançlığı, ölüm olgusu ve ölümsüzlük olgusu, yapmakta olduğu mesleği ve daha bir çok şeyi beyinde yer alan Nöron adlı hücrelerin işlevlerine dayanmaktadır” deseydi ne düşünürdünüz? Bunlar deli saçmasıdır deyip gülüp geçer miydiniz? Cevabınız ne olursa olsun size bir kez daha düşünüp bu kitabı en ince ayrıntısına kadar dikkatlice okumanızı öneririm.