BAKIŞ AÇICI
Her insanda özel bir olgudur bakış açısı. Obje, suje ve hadiseleri değerlendirebilen insan kendi mentalitesinin belirlediği bir mantık prosedürüyle hareket ederek bu değerlendirmeyi yaparken sahip bulunduğu bakış açısı ile diğer insanlara göre kendine özel bir karakter sergiler.
Mental yoğunluklu sistem doğrultusunda hareket eden insandaki mental boyutun bilgi kaynağı “EVRENSEL BİLGİ KAYNAĞI” dır.Bu bilgi kaynağından akışa geçirilen her mahiyetteki bilgi, insanın kendi eforlarıyla kendi mentalitesine çekilerek mental yoğunluğunu arttırır. Bu yoğunluk kendi kapsamındaki bilgi mahiyetleri doğrultusunda insanın bakış açısına yön verme özelliğine sahiptir. İnsanda bakış açısını tayin eden özellikler nelerdir diye sorulabilir.
Sonsuz-sınırsız Bilinç Okyanusu olan Mutlaktan kaynaklanan insani bilinç, kaba kesif bedene girme hadisesinden sonra dünyada mutlaka kendine özel bir bakış açısı edinir. İnsan, doğumundan hemen sonra Evrensel Bilgi Kaynağından çektiği muhtelif mahiyetlerdeki bilgi potansiyelinin varlığına göre gittikçe kendi olgunlaşan mentalitesine dayalı olarak tesis edilen mantık prosedürüne paralel bir bakış açısıyla içinde bulunduğu ortamın diğer sakinleri ve nesneleriyle muhatap olurken her birinden ayrı ayrı duyum alarak duygulanır .
Duyum alma olmazsa duygulanma da olmaz. Duyum alırken devrede tuttuğu bakış açısına uygun intibaları edinir ve bu intibalara göre duygulanır. Aldığı her intibada bakış açısı olma frekans skalasına giren öznel ve nesnel oluşlar, kendisi için özel bir değere sahiptir. İnsandaki bakış açısını tayin eden faktörlerin başında bedensel biyoşimik ve biyofizik faktörler gelir. Biyoşimik faktörle muhavece olan insani bilinç, devindiği insani formdaki biyoşimik salgı sistemlerinin aktifliğiyle salgılanan hormonların formdaki yoğunluklarına göre de farklı farklı bakış açısına sahip olur.
Eril yaşam olgular planı olan eril insan formunda yaşanılan cinsel olguların yaşanmasındaki sebep eril formdaki eril hormonlara(Androjen) dayalı olan bakış açısıyla değerlendirilen dişilliktir. Bunun gibi Dişil yaşam olgular planı olan dişil insan formunda yaşanılan cinsel olguların yaşanmasındaki sebep de dişil formdaki eril hormonlara(Östrojen) dayalı olan bakış açısıyla değerlendirilen erilliktir. Biyofizik faktörle muhavece olan insani bilinç, devindiği insani formdaki karakteristik eril ve dişil görünüşlere uygun olan bakış açısıyla hareket eder. Bu hareket motivasyonları ortamın diğer sakinlerince sahip oldukları bakış açılarıyla değerlendirmeye tabi tutulur. Bakış açısına sahip olan insan için öznel veya nesnel olsun her bir varın görünüşü çok önem taşır. Görüntünün yanında ses te çok önemlidir.
Sonsuz-sınırsız Bilinç Okyanusundan bir kıvılcım olan insani bilinç, dünya deneyim ortamında deneyimlerini sürdürebilmek için kaba kesif beden edinme hakkına ve özgürlüğüne sahiptir. Dünya ortamında sürdürmek istediği deneyimler; Öz Varlığının sahip olduğu bütünsel deneyim programından devreye sokulan buudlar çerçevesinde cereyan eder. Bu nedenle her buudun mahiyetine uygun tarzlarda karakteristik bir bakış açısının oluşturabileceği kaba kesif beden seçilir. Bu bedenin seçiminde rol oynayan anne ve babadan gelecek genlerin karakteristik özelliklerinden başlayarak, içinde bulunan ortamsal koşullara kadar gerçekleştirilen değerlendirmelerin neticesinde insani bilinç bir potansiyel halinde anne rahmindeki cenine dahil olur. Bu dahil oluş klasik bir ifade tarzıyla; “BEDENSEL KİSVENİN GİYİLİŞİ” olarak bilinir. Bu esnada ceninde teşekkül eden beyin çekirdeğindeki genetik tablo çok önemlidir. Anne ve babadan gelen genlerin bir araya gelerek terkip oluşturduğu bu çekirdek yapı üzerinde İlahi Hiyerarşinin yardımıyla tasarruf yapma hakkına sahip olan insani bilinç dünya deneyim ortamında deneyimleyeceği mahiyetlere uygun olan değişiklikleri yapar. Bu sırada sahip olduğu makro farkındalıkla ileride sahip olacağı bakış açısını tesis etme amacıyla biyolojik bedenin biyoşimik ve biyofizik özelliklerini İlahi Hiyerarşiden gelen yardımlarla düzenler. Bu düzenlemeleri daha ilk ana rahmindeki cenine dahil oluşun başlangıcından itibaren beyin çekirdeği üzerinde gösterdiği eforlarla gerçekleştirir.
Dünyaya doğuşun aka bininden beyin çekirdeğindeki yapılanmalar üzerinde deneyimlerle, gittikçe genetik tablodaki genler arasındaki diyalog hattı tesis edilir. Düşünsel aktiviteyi sağlama amacıyla tanzim edilen düşünsel duyarlılıkların, her yeri ve zamanı geldiğinde eğilim duyulan deneyimlerin sürdürülmesi esnasında, saklı plandan açığa çıkarılması gerçekleştirilir. Beyinde muayyen mahiyette açığa çıkarılan düşünsel duyarlılıklara dayalı olarak gösterilen düşünsel aktivite esnasında çekirdek evrende yer alan evrensel bilgi kaynağından bu duyarlık mahiyetlerine uygun olan tarzlarda bilgi çekilir. Çekilen bu bilgi, beyinde oluşan mental yoğunlukta tutulur. Bakış açısının tayininde rol oynayan çok değerli bilgi mahiyetlerinden olan evrensel bilgi, insandaki “Evrensel Bakış” açısının yapıtlanmasını sağlar ki, bu bakış açısına sahip olan insana “Evrensel İnsan” denir.
Evrensel insan sahip olduğu evrensel bakış açısının mental boyutuna sağladığı imkanlarla dünya ortamındaki her varlığın evrensel bütünden bir parça olduğunu ve severek, sevilerek yaşama özgürlüğüne sahip olduğunu bilerek yaşar. Evrensel bakış açısına sahip olan insanlar, kendi İÇ BEN’lerinin RAB OLUŞ FARKINDALIĞI’ nı yakalamışlardır. Bu farkındalığa sahip olan bir insan, içinde yaşadığı ortamda sadece kendisinin değil, diğer canlıların da yaşama hakkı ve özgürlüğünün olduğunu kabul ederek, onların inanç sistemleriyle alakalı düşünce ve davranışlarını eleştirmeden, onlarla birlikte onlara sevgi ve saygı duyarak yaşayabilmektedir.
Evrensel bakış açısına sahip olan insanın sevgisi de evrensel şuur kazanmıştır. İçinde bulunduğu ortamda bir minarele, bir bitkiye, bir hayvana veya bir insana olan bakışı “EVRENSEL BAKIŞ AÇISI” ile yaptığı için, onları evrensel bir sevgi ve saygı şuuru ile sever ve sayar. Onun için, yaşadığı ortamda var olan her şeyin, varoluş amacı vardır ve bu amaç doğrultusunda da insanlar tarafından ister fark edilsin ister fark edilmesin mutlaka vurguladığı bir fonksiyonu mevcuttur.
Evrensel bakış açısıyla yapılan birden fazla alternatifler çerçevesindeki değerlendirmeler, OLAN’ın mevcudiyeti hakkındaki gereksinimlerin, evrensel kavram gücüne sahip olan insan tarafından kavranılmasını sağlarken, onlara duyulması gereken sevgi ve saygının evrensel statüde yaşanmasını da temin etmektedir. İnsanın bakış açısını tayin eden faktörlerden birisi de beyinsel aktivite planında yer alan hücre çekirdeklerindeki “İllüzyon genleri” dir. İllüzyon genleri içinde Dualitik Yasa gereği yaşanması arzu edildiğinde yaşanmasını devreye sokabilen programlarla yüklü olan Dualitik kavram genleri, insan varlığında Dualite Kavramının oluşmasında rol oynamaktadırlar. Bu genlerin, insani evrimin alfa titreşimli(3. Boyut titreşimi) yaşam aşamalarında oluşturduğu Dualitik Kavram, insanlara müstakil bir varlık sanısına kapılma olgusunu yaşatabilmektedir. Bu esnada insan, sahip olduğu subjektif bakış açısıyla tekelci mantık güdebilmektedir İnsani Evrim: Bilinç basamaklarında yükselmek ve bilginin kilitli olduğu kavram koordinatlarında frekansını ve mahiyet itibariyle manasını derinleştirip manevi olgunluklu sistem doğrultusunda yücelmekle sağlanmaktadır. Bilincin ve bilginin yükselmesi ve derinleşmesine paralel olarak hücresel ve bedensel metamorfoze oluşun frekansında ve bunun akabinden gelen yaratılış frekansında yükselme kaydeden insan varlığı, dahil olduğu evrim skalasında barem barem ilerlemektedir. Bilincin ve bilginin yükselmesi ve bilgideki mananın derinlik kazanmasıyla insan varlığı içinde bulunduğu ortamda illüzyonlu farkındalık düzeyleriyle devrede tuttuğu Dualite Kavramından süratle uzaklaşmaktadır. Dualite Kavramının koordinatlarına kilitli olan bilgi potansiyeli, insan varlığını obje, suje ve hadiseleri mukayeseye götürmektedir. İşte bu nedenle bu kavramı henüz iptal edemeyenlerin mental yoğunluklarına ait olan mantık prosedürü, illüzyonlu farkındalık düzeyleri ile hareket etmeye müsait yönlendirici fonksiyon yürütmektedir.
DUALİTE KAVRAMINA SAHİP OLAN İNSANLAR, SAHİP OLDUKLARI SUBJEKTİF BAKIŞ AÇISIYLA OBJE,SUJE VE HADİSELERİ BİRBİRLERİYLE MUKAYESE ETMEDEN YAPAMAZLAR.
Bu kavram yoğunluğu arttıkça eleştiri programlarının açılışı da artar. Dualite Kavramının yoğun oluşu; Biyokompütür(biyolojik beyin) kullanan bilincin bu kompütüründe Alfa titreşim Uzay/Zaman boyutsal keyfiyetlerce devrede tutulan bilgi ve gücün, genetik uzay/zaman dilimlerinde yoğun bir potansiyele ulaştığını gösterir. Bu potansiyele sahip olan Genetik / Uzay Zaman Dilimlerinin karakteri Alfadır.
GENETİK UZAY/ZAMAN DİLİMLERİNDEKİ ALFA KARAKTERİN BETAYA DÖNÜŞMESİYLE DUALİTE KAVRAMI; YERİNİ DUALİTE ÖTESİ KAVRAM OLAN EVRENSEL KAVRAMA TERKEDEREK DAĞILIR.
Her insan dualite kavramına uygun olan subjektif bakış açısıyla mukayese ettiği obje, suje ve hadiseleri mukayese edişin sonunda Evrensel Kavramı oluşturmaya ve buna uygun olan Evrensel Bakışı edinmeye namzet olan bir üyedir.
AXOY MATU (Ö.Cenap Başman)