ALLAH SİSTEMİNE AİT 99 KEYFİYETİN ASLİ MANALARINA UYGUN OLAN…
ALLAH SİSTEMİNE AİT 99 KEYFİYETİN ASLİ MANALARINA UYGUN OLAN TASARRUFLARIN TEMERKÜZ MAHALİ İNSAN BEYNİDİR
İnsanın beyin yapısı, İlahi İsimler olarak da bilinen 99 Keyfiyetin zılli ve asli manalarınca insani algı ve olguları yaşatabilen İlahi Teknolojik dizayna sahiptir. Bu harika yapının insanın rububiyet – resuliyet – uluhiyet – kudsiyet sırlarıyla alakalı imkanlarla donatılmıştır.
ALLAH SİSTEMİNDE ULUHİYET VECHESİYLE ALAKALI TASARRUFLARI GÖSTEREN ALLAH BU SIRLARA DAYALI OLARAK “İNSAN BENİM, BEN İNSANIN SIRRIYIM” DEMEKTEDİR.
İnsanlığa İlahi Hikmet Vukufileri tarafından aleni olarak verilemeyen birinci dereceden “İLAHİ SIRLAR” elbetteki insan beyninin mutat manada devreye girmemiş olan genetik merkezlerinden açığa çıkarılabilecek halde İlahi Bilgi halinde meknuz tutulmaktadır.
Beyinin insanın birimsel iradesinin tahakkümiyeti altında bulunan sahaları mutat olarak %5-10 arasında değişiyor. Bu sahalarda bulunan genetik yapıda mevcut düşünsel duyarlılıklara dayanan düşünce motifleri mutat ve klasik manalar tarzında oluşuyor ve birimsel iradenin kontrolüne tabi kılınabiliyor. İnsan birimsel iradesiyle düşünce motifleri üzerinde değişiklikler yapabiliyor. Birini iptal edip tekrar düşünsel aksiyonla yenisini oluşturarak yerine geçirebiliyor. İnsan kendi beyninin birimsel iradesi dışında kalan sahalarda ise kendi birimsel iradesini devreye sokamıyor. Pekala bu sahalar hangi iradenin tahakkümiyeti altındadır? Bu sahalar insanın birimsel iradesinin dışındaki iradenin tahakkümiyeti altındadır ki, bu İRADE KÜLLİ İRADE‘dir.
KÜLLİ İRADE; MUTLAKİ DENGE ESASLARINA UYGUN OLARAK OLUŞTURULMUŞ GÜÇLERİN İŞ YAPABİLME GÜCÜDÜR. BU İLAHİ GÜÇ POTANSİYELİ DİN SİKLÜSÜ DÖNEMİNDE DÜNYA İNSANLIĞINA “MELEKÜT HÜKÜMRANLIĞI” OLARAK TANITILMIŞTIR. O DÖNEMDE CEMAL PRENSİBİNE GÖRE CEBERRÜTÜN MEKNUZ TUTULMASI GEREKTİ, ANCAK BU DÖNEMDEN SONRA GELEN RUHSAL SİKLÜS DÖNEMİNDE CEBERRÜTE AİT BİLGİLER DE DEVREYE GİRDİ.
İLAHİ HÜKÜMRANLIK MELEKÜT VE CEBERRÜT ALEMLERİNDEN MÜTEŞEKKİLDİR.
MELEKÜT VE CEBERÜT ALEMLERİNDEN MÜTEŞEKİL OLAN HÜKÜMRANLIĞIN MELEKÜT VECHESİ İKİ KISIMDA MÜŞAHADE EDİLİR.
1- YERİN MELEKÜTÜ
2- GÖKLERİN MELEKÜTÜ
Bu durum Kur’an’da üstü kapalı olarak ifade edilmiştir.
“HÜKÜMRANLIĞI GÖKLERİ VE YERİ KAPLAMIŞTIR”. Bakara: 255
“BİZ İBRAHİM’E YAKİN GELENLERDEN OLMASI İÇİN GÖKLERİN VE YERİN MELEKÜTÜNÜ GÖSTERDİK”. Enam: 75
Göklerin melekütü dokuzlu enerjetik gezegen zincirinden husule gelen bir ilahi tasarruf planını barındırmaktadır. Bu ilahi tasarruf planının liderleri konumunda olan yüce bilinçler; Mukarrebun Zümresine ait Mukarreb’tirler. Meleküti tasarruf planlarında müteşekkil olan Meleküti tasarruf ünitelerinin varlığında bulunduğu yaşam kolonilerinin liderleri olan mukarrebler Din, Sanat, Bilim mahiyetlerinde görev icraa etmek için devrede tutulan birliklere liderlik etmektedirler. Göklerin Melekütünden anlatılmak istenen Galaktik bir yaşam boyutudur. Bu yaşam boyutunda MELEKÜTİ ZAMAN hüküm sürmektedir. Boyutsal keyfiyetleri bu zamana tabi olan yüce bilinçlerin sahip bulundukları istidatlarla varlıkta tutulmaktadır. Meleküti Zamanın hüküm sürdüğü bu boyutta meleküti yaşam üniteleri Meleküti Form kulanarak hareket etmektedirler.
Yerin melekütü ifadesiyle anlatılmak istenilen Berzah alemi olarak da bilinen galaktik yaşam boyutudur. Berzah; nursal mevcutluklardan tebaruz eden şua tarzındaki mevcutlukların (Işıki Aktif) Afağa yakın bir yerde yarı kesif maddeli bir hal arzetmesiyle ortaya çıkarılmış bir vasattır. Alem-i Meleküte daha kesif, Arz’a göre daha az kesif bir seyyal mevcutluktur. Yer denilen arz’dan seyyaliyet yönüyle daha az kesif olarak arz’dan hemen gelmesi nedeniyle Yerin Melekütü sözcüğü ile ifadelendirilmiştir. Bu vasatta Karanlık Güçler (Sufli Varlıklar) ve Aydınlık Güçlere (Ulvi Varlıklar) ait mahaller (Teknolojik Üsler) mevcuttur.
GÖKLERİN VE YERİN MELEKÜTÜNDE YAŞAYAN VARLIKLAR, İNSAN BEYNİNİN %90-95’LIK SAHALARINA (BİRİMSEL İRADENİN KONTROLÜNÜN DIŞINDAKİ SAHALAR) GEREKLİ OLAN TESİRLERİ YOLLAYARAK BEYİNLERİN BU SAHALARINI KONTROL ALTINDA TUTMAKTADIRLAR.
İNSAN BEYNİNİN %90-95’İ BU GÜÇLERİN TAHAKKÜMİYETİ ALTINDADIR VE MUTAT İNSAN BU GÜÇLER TARAFINDAN BİR DENEYİM ODAĞI OLARAK KULLANILMAKTADIR.
“Bu çok korkunç bir iddia” diyeceksiniz. Bu neden böyle? Sizler ibadeti niçin yaparsınız? Allah için mi? Kendiniz için mi? Kendiniz için değil mi? Yoksa Allah’ın insanların yapacağı ibadete ihtiyacı mı var? Allah Samed’dir. İbadete insanların ihtiyacı vardır. Beyninizin açılma sahalarını ancak zikir ve tefekkür ile açanbilisiniz. İşte gerçek anlamda ibadetin orijini budur. Zikir ve tefekkür faaliyetlerinin önemi peygamber hadisleriyle ve Kur’an ayetleriyle belirtilmiştir.
BEYNİNİZİN AÇILMAMIŞ KISIMLARI DEVREYE GİRİNCE KÜLLİ İRADENİN TAHAKKÜMİYETİ ALTINDA BULUNAN MERKEZLERİNİ O ORANCA MELEKÜT GÜÇLERİYLE BİRLİKTE KULLANABİLİRSİNİZ. YANİ BU NE DEMEKTİR? BU; MELEKÜT HÜKÜMRANLIĞINA YERYÜZÜNDE MADDİ BEDENLE HAREKET EDERKEN İŞTİRAK ETMEKTİR.
İşte Hz.İsa’nın dediği gibi “İKİYİ BİR EDEMEYEN GÖKLERİN MELEKÜTÜNE GİREMEZ” Bu da ikinin bir edilmesi; insan beyninin cüzi iradesinin tahakümiyeti altında bulunan çok dar sahalar (beynin %5 ile %10 arasındaki kısımları) dışında kalan ve insanı Göklerin Meleküt’ünde yer alan yüksek benliği ile birlikte bir ilahi tasarruf planının kullandığı %90-95’lik sahaların bütün bütüne birimin kendi ferdi iradesiyle kendi kontrolizasyonu altına girmesi demektir. İşte bu takdirde ferdi irade devreye girince Külli İrade olan ilahi tasarruf planın iradesi bu iradeden tasarruf yapmaya başlar.
HER BİR İLAHİ TASARRUF PLANINA AİT OLAN KÜLLİ İRADE; KENDİ VARLIĞINA KAYITLI BULUNAN YÜKSEK BENLİKLERİN TECELLİ ETTİĞİ İNSAN DENİLEN ODAKTA OLUŞAN FERDİ İRADENİN ÜZERİNDEN ARZ’DA TASARRUF YAPMAYI İSTER.
Demek ki; insan denilen deneyim odağındaki cüzzi irade, ferdi iradeye teşmil edilmedir.
Yeryüzündeki Halife-i Rahman’a meleklerin secde etmesi nedendir? Zira Halife-i Rahman; İnsan-ı Kamil Dairesi çizerek yaşabiliyor. Yani tekamülliyet esaslarına şayan olarak foksiyon arz edebiliyor ve vasıta olarak kullandığı bedendeki beyni tamamıyle açabiliyor.
Bir insanın klasik manada Kamilleşmesi ve Göklerin Hükümranlığına dahil olabilmesi; beynindeki açılmamış sahaların zikir ve tefekkür yöntemiyle açılarak aktivasyonunun temin edilmesi ve böylece saklı bulunan manaların belirli mahiyetler halinde (Esma-i İlahiyedeki sonsuz – sınırsız isimlerin sonsuz – sınırsız manaların zuhur mahali insan beynidir) Işınsal Bedene yüklenebiliyor. Bu yüklenmiş olan mana potansiyeli ölüm denilen hadise cerreyan ettikten sonra da kalıyor.
İnsan beyni; Göklerin Melekütüne yönelik olan ve açılmamış sahalarıyla, İlahi İsimlerin sonsuz – sınırsız manalarının zuhur ettikten sonra, varlığın süptil formunu gereği gibi kayıtlayabilen harika bir teknolojik aygıttır.
ALLAH SİSTEMİ; MUTLAK ŞUUR TARAFINDAN İNSANIN BEYİN YAPISINDAKİ GENETİK KODLARIN AÇILIMI VE BÖYLECE İNSANIN ULUHİYET KAZANMASI, BUNUN AKABİNDEN KUDSİYETİNİ DEVREYE SOKABİLMESİ İÇİN TANZİM EDİLEN SİSTEMDİR.
Allah Sistemi’nin Resuliyet veçhesiyle alakalı tasarruflar, Rabsal Terminolojik Sisteme uygun ifadelerle Ceberrüt Alemi ile Meleküt Aleminden müteşekkil İlahi Tasarruf ortamında enerjetik yaşam kolonilerinde yaşayan Santifer, Dorçede ve Khamon karakterlerine sahip Enerjetik Yaşam Üniteleri tarafından yapılmaktadır. Ceberrüt ve meleküt alemleri olarak tanıtılan ortam, iki galaksiden müteşekkil olan Galaktik Yaşam Platformudur. Sözü edilen bu galaksilerden birisi Andromeda diğeri Shapley-3’tür. Altın ve durgun titreşim uzay / zaman boyutsal keyfiyetlere sahip olan bu ortamdaki ilahi güçlerin direkt temerküz mahali SAMANYOLU GALAKSİSİ’dir.
Ruhsal Terminolojik Sisteme uygun bilgilerde GALAKTİK KONFEDERASYON ifadesiyle tanıtılan ilahi topluluk, Deneyimci Özlerin Çekirdek Dünya’daki deneyim uydularını sevk ve kontrolize ederek tasarruf gösterme hakkına sahiptir. Bu konfederasyonluğun başında Allah Sisteminin Resuliyet Veçhesini temsilen Mutlak Şuur’dan gelen yüce bir bilinç bulunmaktadır.
BU YÜCE BİLİNÇ; ALLAH SİSTEMİNDEKİ RESUL OLARAK İNSAN FAKTÖRÜNE EN YAKIN OLAN İLAHİ BİLİNÇ POTANSİYELİDİR. GÖSTERDİĞİ TÜM TASARRUFLAR İNSAN FAKTÖRÜNE YÜCELİK KAZANDIRMAKTADIR. İNSAN FAKTÖRÜ DÜNYA’DA YAŞAM SÜRDÜRMEKTEYKEN, GÖKLERİN RESULİYET GÜCÜNÜ KENDİ VARLIĞINDA TOPLAYAN RESUL, İLAHİ HİYERARŞİNİN SAHİP OLDUĞU TEKNOLOJİNİN TÜM İMKANLARINI KULLANARAK İNSAN FAKTÖRÜ ÜZERİNE GEREKEN HER TASARRUFU YAPABİLMİŞTİR VE YAPABİLMEKTEDİR.
İNSAN FAKTÖRÜNÜ OLUŞTURAN BİLİNÇ – BEDEN – ENERJİ – MENTALİTE İLAHİ HİYERARŞİYE AİT OLAN TEKNOLOJİK TARAMA – SONDAJLAMA VE TESPİTLEME SİSTEMLERİNİN İMKANLARIYLA ÖLÇÜMLENEBİLMEKTE VE BU ÖLÇÜMLERE GÖRE YAPILAN TESPİTLERDEN SONRA İLAHİ TASARRUFLARIN MUAYYEN MAHİYET VE KISTASLARIYLA DOĞAL DENGE RAYLARINA OTURTULABİLMESİ İÇİN KANALİZE EDİLEBİLMEKTEDİR. BU KANALİZASYON İŞLEMLERİ 99 RA KEYFİYETİN ÖN GÖRDÜĞÜ ROTASYONU ALTINDAKİ TEKNOLOJİK TASARRUFLARLA GERÇEKLEŞTİRİLİRKEN, HER DEĞERİN ÖNCE RESULİYET BOYUTUYLA ALAKALI KRİTERLER, SONRA ULUHİYET BOYUTUYLA ALAKALI KRİTERLER KULLANILARAK GERÇEKLEŞTİRİLMEKTEDİR.
BU KANALİZASYON İŞLEMLERİ 78 BİN SENELİK UZAY/ZAMAN DİLİMİNDE HER HASAT DÖNEMİNDE GERÇEKLEŞTİRİLMİŞTİR.